Sayfalar

8/31/2006

Sorgulamak

Hayatın anlamını, anlamsızlığını, gerekliliğini ve gereksizliğini sorgulamak.

Sorgulamak sonucunda kendi gerçekliklerine ulaşmak. Kendi gerçekliklerin, kendi doğruların, kendi hayallerin. Birileri bu doğruları bu hayalleri yıkmadan farklı bir açıdan sana birşeyleri göstermeden önce doğruluğu kendin taradından onaylanmış düşüncelerinle başbaşa yaşamak.

Sorgulamak, hayatı, gerçekliği, sonsuzluğu ve düşüncelerini sorgulamak. Bazen bir sonuca ulaşabildiğin durumlar, bazen hiçbir yere varamadığın ve sonu delirme sınırına getiren sorular ve sorunlar.

Ruhum daralıyor

İş yerinde gereksiz insanların varlığı, yapılması gereken ama benim hiç bir zaman yapamıyacağım yalakalıklar yüzünden, gereksiz iş yığının altında eziliyor olmakdan dolayı ruhum daralıyor.

Neden yalaka olmadan sadece iyi iş çıkardığın için bir yerlere gelemez ki insanlar? Neden sen yerinde sayarken senin dışında fırtınalar kopar ve bu fırtınalar esnasında birileri biryerlere gelirken sen yerinde saymayı başarabilirsin?

Fırtınalar koparken senin dışında, aslında kendi içindeki fırtınalara yenik düşmüş yorgun bitmiş gözlerle izlersin olan biteni. Kişiler yer değiştirir, insanlar biryerlere varır sen hala aynı yerinde sayarsın.

Bunalımlara girsen de sadece kendine ve çevrendeki birkaç arkadaşına zararın olur. Yenik düşer yorulursun. Yorgunluğun baki kalır üzüntünde.

8/10/2006

Hikaye..

Odasına kapanmış durumda hayattan sıkılmış gitarında bildiği birkaç parçayı tekrar ediyordu. Gerçi bugüne kadar kimseye çaldıklarını dinletmedi. Yalnız kalmak bazı şeyleri tek başına yapmaktan keyif alıyor bu yüzden insanlardan uzak durmayı ve yalızlığını seviyordu. Hayata karşı her zaman büyük bir savaş verdi ama yorulduğu hissetmeye başlamış ve yenilgiyi kabullenmiş gözüken bir ruh hali vardı.
O akşamüstü eve gelirken bazı konularda kararlarını vermişti. Artık daha fazla savaşabileceğini düşünmüyordu. Bu yüzden biraz rahatlamak, birazda cesaret kazanmak için yanına iki şişe şarap ve bir paket kısa Camel’ını aldı. Artık odasında elinde gitarı yanında şarabı ve sigarası ve çalan hafif müziğiyle baş başa yalnızlığın tadına varmaya başladı. Şarabın etkisini görmek için fazla beklemeye gerek yoktu çünkü ilk şişenin yarısında kafası hafiften dağılmış aklı eski aşklarına kaymıştı. Tam keyfi yerine gelmişti ki en son sevgilisini düşünmek yine eve girdiği andaki ruh haline dönmesi için yeterli oldu. Zaten kanında alkol ve içine düştüğü bu bunalım sırasında ruh halinin kötü olması için çaba sarf etmeye gerek yoktu ki. En ufak olay aklının yine hayatta en çok yapmayı isteyeceği ve en son yapılabilecek olan o seçeneğin cazibesini arttırıyordu.
İlk şişeyi bitirdiğinde odadaki manzara boş devrilmiş bir şarap şişesi, izmarit dolu bir kül tablası, bir köşeye atılmış bir gitar ve notalar ve camın pervazında oturan biri...
Sonunda cesaretini toplamayı başarmıştı ve işte camın pervazındaydı. Biraz yıldızları seyrettikten sonra aşağıya bakmak gibi bir hatada bulundu. Ürktü ve yeniden odasına girdi. Kızgındı çünkü başaramamıştı. Öfkeyle ikinci şişeyi açtı yarısına kadar bir dikişte bitirdi. Ardından birde sigara yaktı aynı anda kül tablasındaki söndürmeyi unuttuğu yanan izmariti gördü, hoş bir sahneydi sigara kendi kendine yanmış ve bitirmişti uzunca bir kül dağılmadan bozulmadan kalmış hoş bir sahne yaratmıştı. Bir süre odada yaktığı mumların ateşlerlini ve duvarda raks eden gölgeleri izledi.şarabı bitmiş son tek sigarası kalmıştı. Artık zamanı geldi diye aklından geçirdi ve yavaş yavaş pencereye yürüdü oturdu ve gülümsedi son hayali gerçek oluyordu birazdan uçacaktı....
.......telefon çalıyor oda inatla açmıyordu. Ama karşı tarafın belli ki söyleyecekleri önemli konulardı, yoksa ısrarla o telefonu niye çaldırsın ki? İçinden birkaç küfür sallayıp telefonu açmak zorunda kaldı.
-Efendim
-Abi yeni bir senaryo hazırladım herkes hazır FRP oynamak için seni bekliyoruz......