Sayfalar

12/26/2007

Time

Bir parçaya bu kadar mı güzel giriş yapılır kardeşim? Her dinlediğimde içimde bir şeylerin kıpraşmasına sebep olan bir parçadır. Hangi parçamı? Tabi ki Pink Floyd -Time...

İnternetten arattığınızda en iyi 100 gitar solo sıralamasının içinde bulabileceğiniz, her dinlediğinizde siz farklı diyarlara götüren bir parça.

Zaman kavramı herkesin içini titretmez mi? Ölümümüz zamana bağlıdır, aynı beklediğimiz doğum haberinin olduğu gibi.

Zamana bağlı yaşarız, sürekli bir yerlere yetişme çabası içinde, sürekli geç kalma korkusuyla...

Zaman görecelidir de, sevgilimizde geçirdiğimiz saatler saniyelerle ölçülür sorarsanız. Fakat bitirme sınavınız ise bir bakmışsınız ki ömrünüzden ömür yemiş. İş görüşmeleri de öyle olmaz mı? Bekleme salonunda bekletildiğiniz 10 dakika size saatler gibi gelirken 1 saatlik görüşme ise bir bakmışsınız göz açıp kapayıncaya kadar geçivermiş.

12/25/2007

Kafamdaki Tilkiler...

Kafamda sürekli dolanan tilkiler var ve bu tilkilerin kuyruklarının birbirine değmemesi gerekiyor. Mesela işlerle ilgili okulla ilgili hayatla ilgili dolanan çok fazla tilkim var benim.

Sorunumuz bu tilkilerin kuyruklarıysa eğer çözüm yolu basit değil mi? Basit hem de kazançlı. Öncelikle bu tilkileri birer birer yakalıyoruz. Yakaladığımız bu tilkilerin kuyruklarını kesiyoruz. Böylece problem ortadan kalkıyor. Hem de kestiğimiz bu kuyrukları satarak para da kazanıyoruz. Yada bu kuyruklardan önce kürk yapıyoruz ve daha pahalıya satıyoruz.

Bu fikir yeni bir iş sorunu ve onun beraberinde yeni bir tilkinin kafamızda dolanmasına sebep olduğundan kazancımıza yeni kazançlar ekliyor ve paraya para dememeye başlıyoruz.

En nihayetinde gideceğimiz yerde paraya çok ihtiyacımız olmayacak.

Tabi tahmin ettiğiniz üzere yolculuk ya Manisa Ruh ve Sinir hastalıkları yada Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklarına doğru olacak.

12/10/2007

Katil Uşak

Daha önceki yazıları okuyanlar Cemşitcan'la tanışmışlardır. Bugün de sizleri Sebastiyan ile tanıştıracağım. Sebastiyan Cemşitcan'dan çok sonra hayatıma girdi. Şimdilik hayatımıza üç kişi olarak devam ediyoruz. Yeni katılımlar olacağı konusunda şimdilik bir basın açıklaması yapmayı düşünmüyorum.

Gelelim Sebastiyan'a; Sebastiyan kimdir? Ne yapar?

Sebastiyan bir uşaktır. Benim uşağım. Çay getirir, kahve pişirir, kapı-pencereleri kapatır-açar, gelen misafirleri karşılar ve bunun gibi bir uşak ne yapmalı ise bütün o işleri yapar. Sebastiyan İngiliz'dir. İngiltere'den ithal ettik kendisini nedeni de bugüne kadar en iyi uşaklar İngiltere'de yetişmekte olmasıdır. Mesela Bat-Man'in uşağı İngiliz’dir.

Sebastiyan geldiği ilk gün itibariyle yaptığı güzel çaylarla kalbimizde taht kurmayı başardı. Fakat evde işlenen cinayetlerin genellikle uşaklar tarafından işleniyor olması düşüncesi insanın tüylerini diken diken yapmaya yetiyor. Bu uşaklar neden hep birilerini öldürmek isterler bilinmez ama bizim Sebastiyan'da bir uşak sonuçta. Bu durumda Sebastiya'nın da katil olma olasılığı mevcut. Şimdilik iyi hizmetlerinden dolayı sevdiğimiz bu İngiliz acaba bir gün delirerek beni uykumda bıçaklar mı? Bu düşünce ile Cemşitcan elinde sopa ile sabaha kadar başımda nöbet tutuyor.

Neyse....