Sayfalar

5/11/2012

Yüksek Lisans

Taslak olarak kalmış...
Ben tezi yazdım yükseği bitirdi... neyse yayınlayım dursun:P

Yıllarca okudukdan sonra yetinmeyerek okumaya devam edicem diye çoşan kişiliklerin girdiği ve girdikden sonra her gün küfrettikleri okul.

12/01/2011

Sevgili Bloger arkadaşlarım nerde???

Ulen şöyle bir baktım da zamanında blog yazan arkadaşlarıma sanırım sadece ikisi devam ediyor kalanı muhtemelen blog sayfalarının varlığını bile unutmuş...

Fataliyev seni gerçek hayatta takip etmek sanal alemde takip etmekten daha keyifli ama bazı bazı sanal alemde daha fazla iç dünyandan örnek veriyorsun gibi geliyor bana :P

Bu cümle sadece bloğuna hitaben değil gerek ekşi'deki yazıların gerek deviantart'taki resimlerini takip ederek kurulabiliyor...

8/08/2011

Drunken Duck Bar

Sonunda çocukluk hayalimi eşim ve çok sevdiğim arkadaşım ile ortak olarak gerçekleştirdik. Artık İzmir, Alsancak'ta eski bir rum evinden kırma bir barımız var.

7/08/2008

Kısaltmalar

Hayatımızda kullandığımız kısaltmalar güzel dilimizi mahvediyoruz ama farkında değiliz. Msn, icq gibi anında mesajlaşmamızı sağlayan programlar, ya da sohbet odalarında kullandığımız kısaltmalar yavaş yavaş dilimizi öldürüyor. Cep telefonu ile çekilen kısa mesajlar ile başlayan bu durum konuşmalarımızı bile etkiler hale geldi.

Diğer milletler kendi dillerini korumak için savaş verirken biz başkalarının dillerini kendi gündelik hayatımıza sokarak güzel dilimizin yavaş yavaş ölmesine kendimize yabancılaşmasına sebep oluyoruz. Gündelik hayatta konuşmaların kalitesi gün geçtikçe düşüyor, bu konuda en büyük teşekkürü medya hak ediyor bence. Neden mi? Çok basit, her gün alıp okuduğunuz gazeteleri biraz daha dikkatli okursanız anlarsınız ne demek istediğimi. Haberin içerisinde ufak hatalar olabilir, yazım hatası, basım hataları bir duruma kadar kabul edilebilir fakat artık olayı aştılar manşetlerde bile yanlışlar var. Hadi muhabir bir şekilde hata yaptı diyelim, ama onun üzerinde bir editör bir de yazı işleri müdürü yok mu? Bu insanlar bu hatayı göremiyorlar mı?

Yazılı basını bir yana bırakırsak, görsel basında da konuşmayı bilmeyen sunucular her kanalda akşamları haber sunuyor. Ve çoğunluğu da her geçen gün Türkçeyi daha da bozuyorlar. Milyonların karşısında konuşurken insan dikkat etmek zorunda değimlidir? İnsan hata yapar bunu kabul etmek lazım ama bir kere yapar iki kere yapar. Bu sunucular her geçen gün daha kötü oluyor. Kimse bu olayları göremiyor mu? Yoksa bilinçli mi yapılıyor?

Hayat bir laf salatası mı?

Günlük konuşmalarımızı, hatta hayatımızı ne kadar ciddi alıyoruz? Ya da ciddiye alıyor muyuz? Bütün gün konuştuklarımızı kaydetsek ve tekrar dinlesek acaba ne kadarında anlamlı cümleler kurmuşuzdur. Ne kadarı boşa harcanan kelimeler ve cümlelerdir.

Düşündünüz mü? Evet, bence de konuşmaları çoğu kısmı angarya sadece laf salatası. Ben mi nasıl konuşuyorum? Beni tanıyan bilir ben çok konuşuyorum. Yukarda sunduğum tezin doğru olduğundan yola çıkarak çok ve boş konuşuyorum. Ama bu konuşmalar her ne kadar laf salatası olsa da benim bu salatada beynimde hazırladığım ve kullandığım birkaç sos var. Aslında çok basit soslar benim laf salatalarım genelde insanı mutlu eden salatalar. İnsanları mutlu eden laf oyunlarıdır onlar.

Hayat akıp giderken bütün gün boyunca önce akciğerlerinizden gelen havanın soluk borunuza dolması ve buradan dışarı çıkması sırasında, gırtlağınızda bulunan ses telleri ve gırtlak kaslarınız, ağız, dudak ve dişlerinin yardımıyla anlamlı hale getirme çabalarınıza bir anlam katamadıktan sonra kuru bir gürültü ve laf salatası oluyor.

Her neyse sonuç olarak hayatı bu kadar ciddiye almayın. Dönüp geriye baktığınızda da gülümseyebileceğiniz bir şeyler olsun.